Çarşamba, Aralık 29

Santilitre 35

Tekel bayii 35lik rakıyı 70lik şişede vermekte ısrarcıydı nedense. Aynı parayı vereceğimden, açılmamış bir 35liği gözümün önünde açıp 70liğe aktaracağından bahsedip duruyordu. Sonunda dediklerini yaparak yarısı boş 70lik şişeyi elime tutuşturmayı başardı. Gülümsedi.

Şişeyi kafasına geçirdim tabii. 70lik şişeyi montumun içine yurdun kontrol kapısından geçerken farkedilmeyecek şekilde yerleştirebilmem, dolayısıyla yurt yönetiminden ceza almamam ve böyle pis sırıtan birine bunları anlatabilmem imkansızdı çünkü. Bir 35lik kapıp çıktım.

Salı, Aralık 28

Carpe Die'm

Salatasını tuzluyordu ki aniden elektrikler kesildi. Demek daha dün taşındığı bu evde de elektrikler tıpkı diğer evlerdeki gibi aniden kesiliyordu. Pencereyi açıp çevredeki diğer evlerin elektriklerinin de kesildiğini görünce kesintinin kendi evine özgü basit bir sigorta atması hadisesi olmadığını anlayıp eski kiracılardan kalma bir mum bulma umuduyla sağı solu kurcalamaya başladı. Elini mutfak çekmecelerinden birinde gezindirirken "Hah işte!" dedi, "Ne şanslıyım lan".

Tüm bu yaşadıkları bir bilgisayar oyununda geçiyor olsaydı şanslı sayılabilirdi gerçekten, fakat herşey tamamen gerçek ve elinde tuttuğu şey mum değil bir tabancaydı. Ve tabancaların bir yemek masası aydınlatıcısı olarak kullanılabildiği henüz kayıtlara geçmemişti. "Bu ne lan" dedi, "Tabancanın mutfak çekmecesinde ne işi var? Tabancanın bu evde ne işi var hatta? Allahım ben nasıl bir evi tutmuşum?!".

Önce tabancayı hemen eski yerine koydu. Tabancalarla pek haşır neşir bir insan değildi. Fakat gittikçe artan merakına karşı koyamayıp bu sefer daha dikkatli ve yavaş hareketlerle yeniden aldı tabancayı eline. Elektrikler hala gelmemişti, ama onun aklında ne elektrik kesintisi ne de acıkan karnı vardı artık. Tüm konsantrasyonunu tabancaya vermişti.

Bir müddet sonra sağa sola nişan alıp ateş edermiş gibi yapmaya, filmlerden gördüğü değişik hareketleri uygulamaya başladı. Neşesine diyecek yoktu. Koltukların üstünde zıplıyor, yerlerde sürünüyor, siper alıyor, tutukladığı yastığa haklarını okuyordu. Tabancayı kafasına götürüp intihar edermiş gibi yaptığı bir anda aniden bir şimşek çaktı. Şimşek tıpkı diğer evlerdeyken çaktığında yaptığı gibi her yeri kısa bir süreliğine aydınlatmıştı. Bu kısa süre içerisinde tam karşısında bulunduğu aynada kafasına silah dayamış aksini görünce korktu ve aniden tetiği çekti. Kurşun kafasını sıyırmıştı; ama akan kanlardan bunun basit bir sıyrık olmadığı kolayca anlaşılıyordu. "Amına koyim " dedi, uzunca bir müddet sessiz kaldıktan sonra ekledi: "Çehov".

Elektrikler aniden geldi.