Cumartesi, Ocak 8

Tahtakale Ocak 2005 Raporu

tahtakale'ye gittim bugün.

5 milyona krom kaplamalı casiq marka saat aldım. ilk gordüğümde içim gitti, pırıl pırıl krom kaplama, kocaman dijital rakamlar ama 1 hafta calisacak saat icin 5 milyon verilmez dedim. bayağı bir yürüdüm, derin iç hesaplaşmalara daldım. o saati almasam sanki hayatımda birşeyler ters gidecek sanki. baktım olmayacak geri donup aldım saati. "abi son bir ikramın yok mu" adetini de gerçekleştirdim. adamlar 150 euro'luk seiko pulsar spoon'un aynısı yapmışlar. utandigimdan saat kemerini daralttiramadim. simdi bi saatciye gidip 5 milyonluk aletin kemerini kisalt da diyemem. elimden maymun kelepçesi gibi sarkıyor.

2 sene önce deposunda 100 tane sıfır sega dreamcast olan bir dükkan vardı. belki fiyatları düsürmüslerdir bir kolacan edeyim derken yolda cd'ci herifin teki ilişti (abi porno ister misin) herif koluma giriyor sonra kulağıma fısıldıyor usulcana (abi cok guzel pornolarım var) iblis midir nedir kardesim bunlar. "siiidiii" derken çıkan yılan tıslamasına benzer ses tüylerimi diken diken ediyor. nasıl anlıyorlar? tamam zulada var 3-5 muzır neşriyat. arada koleksiyonumu genişletme ihtiyacı da duyuyorum ama bugün değil. insan sıfatına nasıl yansıyor bu anlayamıyorum. şükürler olsun ergenlik sivilcem falan da yok. üstümde ne var da bu herifler piranha gibi saldırıyor, abaza olduğumu anlıyor. olsa olsa üstümdekiler evet sakal, biraz depresif ruh hali, hırpani kıyafet bakımsız üstbaş bu adamları çekiyor olmalı. herifi azarladım "ilişme" dedim. dreamcast'çi de ise sadece oyun kolu kalmış 20 dolar. dönüş yolunda cd'cilerle gözgöze gelmemeye çalıştım, cd'lere bakmadım bulaşan olmadı bu sefer.

balık ekmek olayı takalardan galata köprüsüne tasinmis. masada oturup yiyorsun denize karşı 2,5 türk yeni.